ellerim ahh ellerim niçin sallanıp duruyor
böyle iki yanımda yorgun argın
flaması gibi yalnızlığın
böyle durumlarda kandırmak için kendimi
hemen sağ elimi içine alıp sol elimin
arkadan bağlıyorum dedem gibi
bilmezsiniz keşke bilseniz ama
annem ne çok sever bu hareketimi
ama tesbih varmış elinde dedemin,
başında yeşil bir kumuk
bende yarılanmış bir sigara var
başımdaysa eski edebiyat hocamın kasketi
dedem pek ilginizi çekmez biliyorum
benim de çekmez biliniz lütfen
değeri yoktu inanın dondurma kadar gözümde
dede dede geber geber dede
çünkü dedem ölürken iki binde
benim elimde iki tuğla vardı tuğlalar kırmızı
dedemin elinde annemin elleri eller sarı
dedemin aklında aman umrumda mı
Benim aklımda bakkal Muammer’in dondurmaları
işte son nefesini verirken ömer
-dedemin adı ömer’dir-
biz mahallenin çocuklarıyla beraber
arif emoş gökhan mecit kadir abim ve murat
ahmet dedenin tuğlalarını ikişer üçer
taşıyorduk dondurma karşılığı ikinci kata
beşli taşıyanımız da vardı birli taşıyanımız da
birli taşıyanımız yalnız murat’tı
bakkal muammer’in oğlu ahmet dedenin torunu
hepimizin en uzunu
tanrı sanki dedemin vadesini
ahmet dedeye bağışlamış
neneminkini güvercin neneye
hala hayattalar ikisi de
taşıdığımız tuğlaların içinde
dedem eskiden köyün muhtarıymış
köy sonra postal altında kalmış
dedem şehirde ölene kadar çalışmış
umrumda mı
aklımda yalnız bakkal Muammer’in dondurmaları
-Bundan 15 yıl evvel yazın
ablam seslenmişti gittim yanına
-yasin dedem öldü
-iyi halt yedi
ahmet dedelere bir şey olmasın yeterdi-
Bir cevap yazın