Tyger! Tyger! burning bright
In the forests of the night,
What immortal hand or eye
Could frame thy fearful symmetry?
In what distant deeps or skies
Burnt the fire of thine eyes?
On what wings dare he aspire?
What the hand dare sieze the fire?
And what shoulder, & what art.
Could twist the sinews of thy heart?
And when thy heart began to beat,
What dread hand? & what dread feet?
What the hammer? what the chain?
In what furnace was thy brain?
What the anvil? what dread grasp
Dare its deadly terrors clasp?
When the stars threw down their spears,
And watered heaven with their tears,
Did he smile his work to see?
Did he who made the Lamb make thee?
Tyger! Tyger! burning bright
In the forests of the night,
What immortal hand or eye
Dare frame thy fearful symmetry?
***
Tyger
“Bebir! Bebir! Parlak alevli ateşin
Taygasında gecenin
Hangi ebedî el ve kor-nazar
Nakşetti sana bu şedit tenazuru?
Hangi ırak derinlerde ve kubbelerde
Yandı akkor gözlerinde?
Hangi mertebede kanatlı cür’et etti
Demircinin ateşle verdiği Hâl’e?
Hangi Ejder, hangi San’at
Bükebildi kalbin liflerini?
Ve kalbin başladığında bir kere çarpmaya
Hangi dehşetli el? Hangi müthiş ayaklar?
Hangi Çekiç? Hangi Zincir?
Hangi Ocakta pişti Dimağın?
Hangi Örs? Hangi haşmetli Cüret
Lehimledi öldürücü tedhişini?
Yıldızlar sapladıklarında semavi mızraklarını
Ve mağşûş ettiklerinde gözyaşlarıyla Cenneti
Beğendi mi O nazarında San’atını?
O, Kuzuyu yaratan O mu yarattı seni?
Bebir! Bebir! Parlak alevli ateşin
Ormanlarında gecenin
Hangi ebedî el ve kor-nazar
Verebildi sana bu şedit tenazuru?”
Çeviren: Öykü Didem Aydın
Bir cevap yazın