Artık sağır sultanın bile bildiği üzere, yaratıcılık “uçlarda yaşamak” demektir. Bütün “hakiki” sanatçılar, düşünce ve bilim insanları, Einstein ve Van Gogh gibi “dengesiz” kişilerin arasından çıkar.
Onların çoğu da Virginia Woolf, Sylvia Plath, Nilgün Marmara ve diğer binlercesi gibi, psikiyatri literatüründe “iki uçlu duygu durum bozukluğu” diye geçen “bipolar” hastalığından muzdariptir. Ki Almanya’da bipolarlık artık “hastalık” değil, “farklılık” olarak nitelenmiş; bipolarlar da “hasta” değil, “nöronları farklı çalışan insanlar” olarak kayda geçmiştir.
Yani ki onların tırnağı olamayacak kafatasçı vasatların, karalamak için dötlerinden uydurmadık element bırakmadıkları “uçlarda yaşayanlar” olmasaydı şu dünyada bilim, sanat, felsefe, edebiyat diye bir şey olmaz; insanlık, hiçbir güzellik ve özgün fikir yaratımını bilmeden, düz beyinli vasatların pespaye yaşama tarifleriyle süfli süfli debelenir giderdi.
Ne şiir ne resim ne müzik ne felsefe olur; ne de tekerlek keşfedilirdi.
Uçlarda yaşayan insanlar hayal kurup üretir, onların karşısında hasetten geberdikleri için, çoğuna Van Gogh gibi yaşadıkları dönemde hayatı zehir eden ya da Sokrates gibi canını alan döt kafalı vasatlar da onların kalplerini ve zihinlerini yara yara ürettikleri sanat eserlerinin, ufuk açan düşüncelerin, bilimsel keşiflerin keyfini çıkarırlar.
Buna rağmen, bir yandan moktan acılarını onların şiirleriyle ifade eder, moktan sorunlarına onların fikirleriyle çözüm arar, moktan hayatlarını onların keşifleriyle kolaylaştırırken yine de uçlarda yaşayanları her fırsatta aşağılayıp yok etmeye çalışmaktan geri durmazlar. Çünkü o yaratıcı insanlar, kendilerine nasıl da yoz ve yavan olduklarını hatırlatırlar.
İşte normallerin dünyası böyle berbat bir yerdir küçüğüm. Sen sen ol, hiçbir hıyarın senin uçlardaki beyin ve yürek fırtınalarını durdurmasına, hiçbir yaratımını tırpanlamasına, hiçbir khpece iftirayla karalamasına, seni asla kendinden şüpheye düşürmesine izin verme!..
Zira normallik matah bir şey olsaydı, senin varlığını kendi moktan varlıklarına en büyük tehlike olarak gören normallerle dolu bu dünya, böyle moktan bir yer olmazdı.
Ben Rabia Mine. Ben uçlarda yaşayan bir bipolarım ve kendimi bildim bileli beni yok etmeye çalışan şu zalim dünyaya ve bu dünyanın cin olmadan adam çarpmaya kalkan Nazi kafalı şarlatanlarına karşı verdiğim en uçlardaki “kendim olma mücadelemle” gurur duyuyorum.
Vasat olan her şey çirkindir. Hele ki insansa, çok daha çirkin…
Size vasatı yücelten herkese sktir çekin.
Uçlarda uçmayanlar hayal kuramaz.
Hayallerinizi göndere çekin!
UÇLARDA YAŞAMAK – RABİA MİNE
Yorumlar: 1
Bir cevap yazın Cevabı iptal et
Son Yorumlar
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Songül
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Suzan Tokmak
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Ceren
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Latife
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Hazal
En Çok Okunanlar
Son Yorumlar
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Songül
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Suzan Tokmak
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Ceren
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Latife
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Hazal