Boğulduğun bir hayatın parçasıysan eğer, tüm resmi yırt,,
paramparça bir resmin kırılan çerçevelerinin üstüne bas,, çerçevesi yoksa eğer kimin umrunda, git ve uyu.
Tekrar uyan hayata, başka bir sebeple, başkasının hayatını yaşa, kaç soluksuzca, git ve uyu. Unut kendini, bırak çalsınlar hayatını ,,
nden, sevmeden yaşar mı insan,, dert etme sen, gün biter, gece olur, ne olursa olur, herkes susar ve işte hayat orada başlar, ilk ‘arkhe’ gibi.. nedensiz bir düzenin ilk nedeni, ve tekrarlanacak ritüellerden uzak bir doğuş, ne kadar ruhsal o kadar gerçek,,
rüyalardan var olan bilinçdışı bir dünya,, anlamayanın dışsallaştığı, bekleyenin içselleştirdiği ütopik sınıfsız bir yaşam,, ruhu ruhuna dokunduğunda bütünleşen bir resim, anlar mısın ki,, aynı dili konuşan dilsizlerin masalı bu, konuşmanın anlamsızlaştığı, duyguların ne yüce yaşandığı, gerçeğin aranmadığı tinsel bir rüya benim ki,, ya da dünya. sen yok, ben yok, biz hiç olamadık,, ‘birileri’ olacak hep,, bir heyecan ki dalgalanan yaşam ahengi, ayak sesleri, koşuyor sensizliğe, bensizliğe,, hep ‘birileri’ olacak,, geceleri seslenecek efkarlı ruhlara, el ele verecek sevecek insanı, insanları,, çoğullukların derdi olacak, efkarı, belki de yalnızlığı, hepimizin dünyası,, ekmek bizim ekmeğimiz, acısı bizim acımız,, ağlayacak, düşecek, sevecek, nefret edecek, boğulacak ama hep ‘biri(ler)i’ olacak,, derken; içimdeki azınlığın sesi diyor ki; geçmiyor bu kasvet, düşünceler, çekinceler,, tekrar bir resim çiz, çerçevesini koy, kırılmak üzere bırak yatağının altına,,, git ve uyu.
Bir cevap yazın