Zamansız bir akşam oluyor
Uzun bir leke
Meğer ne kadar da yan yanaymışız seninle.
Gözlerimi kopartıyorum
Ve işte geliyorsun;
Yumru bir gülüş kucak açıyor yüzümün çizgilerinde.
.
Sevdiğin her şeye sen taklidi yapıyorum.
Biraz rezalet evet;
Sıra kendime gelince yani, tapıyorum.
Kendimi her yerimden bırakıyorum sonra
Meğer ne kadar da yalnızlaşıyormuşum
Kendimle baş başa kalınca
.
Uzun süren ölümler gibi dip dibe oturuyorum kendimle
Kara bir güneş gölgemi yakıp kavuruyor
Hayaletler basıyor ellerimi bu şiiri yazarken
Ve işte duyuyorum,
Şu sıralarda yüz bin atlı gibi sesin geçiyor
Boğazımdan gri bir otomobil halinde
.
Zamansız bir dünya kuruyorum
Aradan uzun lekeler geçiyor
İnce yapraklı sonbaharlar.
Gözlerimi kopartıyorum
Ve işte geliyorsun
Yüz bin atlı ile gri bir otomobili kovalayarak
.
Zamansız bir akşam oluyor
Uzun bir leke
Seninle kahverengi bir bankta sarılıyoruz
Ve ben önümüzden geçiyorum ellerimi saklayarak.
Göz göze gelmemize kaza süsü veriyorum
Ve dedim ya
Zamansız bir akşam oluyor,
Uzun bir leke
Bir hayli hem de
.
(19.23 / 04 Kasım 2018)
Bir cevap yazın