Gül ibrişim ve erguvan; öyle sosyal, öyle cezbeder, öyle buyurgan veya belki de öyle harcayıcı bir kapıyı arasına almış. Pizzayı bilmez idik bilir olduk. Bekliyorum. Ammalı humma:
-Merhaba şu, ne ağacı?
-Kuş ağacı
-İlgim kabarık ve kalabalıktır ağaçlara. Şu da kurt bağrı değil mi?
-Orman fakültesini bitirmiş bu(!)
-Bak bu da akçaağaç. Karşısındaki heybet de çınar.
Yanımdakinin kulaklığından manolya şarkısı geliyor. Pizzaya daha odaklı sanki. Yukarıdaki soruları sormadım ve cevaplarını da vermedim, kabul edin. Zaten(!) Utanan bir ağaç vardı değil mi? Duglasın yapraklarını kırıp koklatsam…
-Pizza kimindi?
Orman Fakültesini bitirmemiz gerekmiyor(!)
Bir cevap yazın