Yağmur yüklü bir bulutum. Gözlerinden, usul usul düşüyorum toprağa.
Toprak, açıyor çatlamış dudaklarını, yanağıma öpücükler kondurarak.
Çok uzaklarda, damlaların şarkısı, fısıldıyor kulaklarıma.
Yağmur damlasıyım, güllere, toprağa , çiceklere açıyorum kollarımı,
hasretle sarılıyorum.
Ah güneş uykuya dalsa, bulutdan annem, dökse gözyaşlarını toprağa.
Güneş’ten önce uyandım, gün ağarmak üzereydi.
Gül yapraklarının ,mis kokuları içinde açtım gözlerimi.
Gül’ün ateş kırmızı rengi, aşk gibi bakmaya doyamadım.
Oturdum yanı başına, dertleştik uzun uzun, hasret kokan ,gün doğumunda.
Geceleri üzülüp kapatıyormuş gözlerini, nazlı bir sevgili gibi.
Sarıldım gülün yaprağına, göz göze geldik, gülümsedi bana.
Gün ağarmak üzereydi, yola revan olma vakti çoktandır gelmişti.
Düşümde gördüm, ırmaklar, çetin yollar ,karlı dağlar aşıp, denize
kavuşmanın hayalini.
Yol uzun dedim güle ve meşakatli biliyorum, üstelik kış.
Ya yorulursam, olsun ,sabır elimden tutar, birlikte yürürüz belki.
Annem bulut, gözlerinden düşen, koynunda aşk ve umut taşıyan, toprağa
sevdalı, küçük yağmur damlasıyım.
Kalbimde, denize hasret taşıyorum. .
Zühre Uğur
Bir cevap yazın