Sergey Yesenin’e
“Bir şair gördüm
konuşurken bir zambağa siz diyordu”
bense yaslanarak sevgilimin narin göğsüne
aralıksız kızıl kadehler kaldırıyordum
uzaktaki şebboylara ve muhabbet çiçeklerine
Sonra dedi ki aklım kalbime
koşmalıydın şimdi tülden bir kelebek sürüsünün peşinde
söğüdün saçları dokunurken su kenarında yüzüne
altın başına düşmeliydi gölde yüzen ayın ışığı
neden bedenin bu ‘Demir elbise’ içinde
Söyle bana İsadora
hangi boran attı beni bu yalnızlığımın ülkesine
burada neden geç dökülüyor takvim yaprakları
neden sarılamıyorum ıslak bir köpeğe, korkmuş kediye
dokunduğum her şeyden petrol bulaşıyor ellerime
Son şairiyim köyün
sanki annem sesleniyor bahçe kapısının ardından
dua ve keder birlikte dökülüyor dilinden
yakında dönerim ihtiyarcığım sakın ağlama
yurt sevgisi derin bir kesik gibi sızlıyor avucumda
Ah sevgili kardeşim Şura
Rusya’nın ünlü, serseri ve en mutsuz şairine
annemin eskiden usulca söylediği o şarkıyı söyle
gezinsin ruhum yeşil tarlalarda, dinlesin köpeklerin sesini
diner acım bir gün elbet, “ölüm yeni bir şey değil ki”
“Elveda dostum elveda”
ölüm gelir, belki Fin işi bir hançer olup geçer içimden
son suyumu içerim yaralı geyik gibi ateşim sönsün diye
ölüm elimle gelir belki, asılırım çiçekli bir mintanın koluna
ve kimi bahar çiçekleri erken düşer toprağa
Elveda dostum elveda!
bir gün yeniden gövereceğim Yesenino’da…
.
Bir cevap yazın