Zeytin diplerinin halini hatırını soran var mıdır?
Yahut başına dayalıyken hatırımız
Altından sorumlu mudur
Üstü diyorum üstü, altından sorumlu mudur,
Barış da uçuşan yapraklar da dikkatimizdedir.
Dibinden, tohumunu verenden, anasından
Haberli miyiz ya da habersiz gibi miyiz?
Kimliğinden, cinsiyetinden hatta kütüğünden,
Gerek özünden var mıdır sorumluluğumuz?
Yoksun olunmamalı dibindeki kurtçuklarından,
Altındaki tezekten
Varına, doğumuna yakınken
Uzak kalınmamalı evveline de sebebine de
Bu kadar mı imgesine, dünyadaki temennisine hayranız?
Öncesine biraz da bakmak gerekirken
Şimdisine mi bakmalıyız?
Nerede kökü, tutunduğu sarmaşığı ya da bırakmayan,
Zamanla tutsaklaştıran sarmaşıklığın sarılışı
Ne mücadeledir onun tutunması
Ne paha biçilmezdir zeytinleri verişi
Zeytin, halbuki yeşili de siyahı da aynı
Ancak yaradılışı farklı, tabiatı ayrı
Ancak biz verilenden bu kadar sorumluyuz
Verene bu kadar hiç’ten bakılırken
Nesnesine kanmaktayız.
Bakmalıyız, her daim üstünden kıymetli olan varlığa, altına
Köküne, varlığın bütünselliğine değil, endamına değil
Toprağın dibine, kılcal damarlarına, suyunu taşıyana…
Bir cevap yazın