Gökler her gece yorulup usanmadan
Giyinir siyah pullu elbisesini,
Salınır zamanın aynasında;
Yıldızlar sırtlanıp bin bir duyguyu
Taşır ruhumun karanlığına.
.
Biri, arada göz kırpan neşeli bir müjdeci,
Birinin ardında gözyaşlarının izi,
Kayıp gidişi, sanki bir ölüm vedası.
En parlak olanda ise, dingin ve bilge
Bir derviş yalnızlığı.
Sanki muzip bir oyuncu biri,
Bulutları aralayıp bakan,
Ayın çağrısına yaklaşıp kaçan.
Dillerinde ebedi aşk nağmeleri
İlhamı hasret ve ayrılıktan.
.
Simsiyah bakışların içinden
Bir ümit pırıltısı yakalamak,
Peri tozu serpilmiş bir diyarda
Avare duyguları kovalamak gibi
Yıldızlara bakmak.
.
Görkemli güneş huzurdan çekilirken,
Tek tek tutuşur kandilleri,
İzinlidir hepsi alacakaranlıktan.
Davetlisidir gecenin ve günün tesellisi,
Benimse kaderimin tecellisi.
Bakışım hep göklerde gezinir,
Doyamam eşsiz güzelliğine,
Gözlerim, gecenin esmer yüzüne,
Bin yıldız parlayan gözlerine mest.
Benim ruhum, ezelden yıldızperest.
Bir cevap yazın