Sonbaharları hiç bitmedi ömrümün
Ben hep ıslandım
Ve hep içtim yağmurları aşksızlığında…
kaçışlarını umutlarıma doldururken
yağan yağmurlarla giydim seni üzerime
sen oldum kül olurken tenim yanan ellerinde
sen oldum biterken başlangıçlar sözlerinde
yüzü belli olmayan adamlar çizdim ardından bakışlarıma
dans ettim onlarla
şarkılar söyledim
sarhoş oldum kimi zamanda
ama hiç başaramadım
unutturamadı hiç biri seni bana
ben, hep seni gördüm
ve yine sana dokundum başka dokunuşlarda.
Oysa tekrar ve tekrar doğardım karşında
Mutluluk olup boşalırdı gözyaşlarım siyahımdan
Yanardım yokluğunun açık kalmışlığında
Üşürdüm kimi zamansa varlığının yanımda olmayışlarında
Bilmezdin…
Vur şimdi hançeri çarpısı atılmış kalbinin tam ortasına!
Beni içimden kanat
dudaklarıma sürmek istediğin renk hangisi
önce bna bunu anlat
sonra kapat gözlerimi ve git gidebileceğin kadar uzağa!
Gözyaşlarımı sil gökyüzümden
Belki o zaman unuturum seni sevmeyi
Belki o zaman
“sen artık içimde değilsin” diyerek yok olabilirim…
yağmurları sil önce gökyüzünden
tanrıya kafa tut
unuttur ne varsa sana dair
beni azraille baş başa bırak..
üşüdüm sensizliğime ayaz vuran bu gecede
şimdi sende bi elini kalbine
bi elini duvara koy
hangisi daha soğuk söyle?
12.11.10
sevim KOCACIK…
Bir cevap yazın