İnsan doğunca
Başlar yaşlanmaya
Uzun sanılarak çıkılır
Hayat adlı kısacık yola
.
Yürürken susayınca durup
Çeşmede bir tas su doldururken
Eskiden yakışıklı bir prens olduğunu
Her kurbağa zıplayıp anlatacak etrafında
.
Çeşmede cıvıldaşarak yıkanan
Bir kaç ürkek yavru serçeden
Bu sıcakta çeşmenin suyu neden serin
Sormasan da anlatacaklar öğreneceksin
.
Karınca yükünün ağırlığından
Arı, çiçeklerin azaldığından
Kaplumbağa şikayet edecek
Maruldan kavuna giden yol
Çok uzun
.
Dereden geçeceğiz
Balık soracak
Dereyi kimin kirlettiğini
Öğrenelim geçmeden
.
Zincirli kızgın güçlü köpek
Yanından geçerken seslenecek
Açın zincirimi
Taş atan haini parçalayacağım
Kokusu burnumda asla unutmam
Nadide bir gül bahçesinde
Güzel sesli bir dağ bülbülü sarhoş
Doğa sakinlerine endişesiz şakıyarak
Kulağımıza güzellikler sunacak
.
İki kedi yüksek sesle cilveleşirken
Biri diyecek Mart ayı geçiyor gel
Diğeri, sen nereden biliyorsun
Oku öğren, kaç ay var Mart’a daha
.
Afetler kazalar kaldırımda durmaz
Amansız hastalıklar gibi
Yolun tam ortasında olacak
.
Üretenle tüketen yürürken
Ekmek ve su için o yolda
Kavgalar olurken kıyasıya
Kapital yine ezip geçecek
.
Orta yaş bitmeden
Değişecek her şey ve
Değişimin zorluk ve çirkinlikleri
Dünün güzellikleriyle kıyaslanacak
.
Tam öğrendim derken
Bu kez de görmek duymak
Hatırlamak zorlaşacak
.
Yürüyelim güzel duygularla
Sevgi dolu anılar toplayıp biriktirelim
Kısa yolun sonunda kalırsa, sadece
Bir demet unutulmaz anı kalacak içimizde…
Barbaros İrdelmen
İstanbul, 31 12 2020, 13:45
Bir cevap yazın