zâmândan a’zâde eyledim kendimi
gökkuşağına ekledim düşlerimi
simurg iner, çıkar; dolanıp durur zümrüd-ü anka
bulutlar dolanır ciğerimde, yağar içime
yangınında üşütür sevdâ, yoktur otacı
ne vakit ötse borazan her dâim yanılsama
ummânlarda solurum şiiri
arka bahçemde durup duru felsefe
mevlâna’yla da kardeşiz hallâc-ı mansûr’la da
soluklanmadan olmaz. hâm değildir yûnûs
azâb-ı mukâddes’i bir de “dinle neyden”
çıkartsan peşteMalını geçersin devr’den
ki kemâlâttandır cemâlim üzre sinen
ah be ciğerpârem! kelâmımdan zehr olur abdâla
merâmım erer arşâ, yeksân’a
hân-ı iştiha sevdâsında döner durur tek!e
hala da hâlâ devr-i devlet-i âli osman’da
yoktur ki saâdet üzre malûmat
o yüzdendir malûmat üzre saâdete irşâd
himmet eylerim hikmetinden sûâl olunmaz’a
gâipten hurûfâd eyler: ikrâ, ikrâ, ikrâ!
mabâd-ı şerifinden ses verir ibn fethullah!
gârip kelâm eyler deme ey cân
cân-ı cânânı gül-û zârından ah çeker!
â’lâ-yı illiyyin’den ihtihzâ’i selâmım
gurbetim cân, târikâtım vicdân,
lâfzım
mâkâm-ı mağrifet ehl-i insân!
Bir cevap yazın