Latince metafora kelimesinden gelen metafor kavramı, günümüzde edebiyattan mimariye, yönetimden pazarlamaya kadar günlük yaşamın her bir alanında farklı şekillerde kullanılır. Bazen aleni olarak sunulurken bazen de çok farklı şekilde ancak zengin alt metinler ile sunulur.
Metafor kavramını kısaca açıklamak istersek, asıl anlatılmak istenen şeyin benzetme yoluyla yani gizleyerek anlatılmasıdır denilebilir. Metafor bir nevi, bunu yapanın deneyimlerinden ve yorum farklılıklarından doğan bir etkidir. Kişinin dünyayı görme ve düşünme biçimidir de diyebiliriz.
Birbirinden farklı metaforlar, edebiyatın her türünde sıklıkla kullanılır. Çünkü uygun metaforlar, hem etkili hem de direkt olarak okuyucuların duygularına hitap eder. Okuyucu, kullanılan metaforu çözümlerken, hayal gücünü kullanır. Metaforlar sayesinde okuyucu, dünyayı görmenin farklı yollarını keşfeder.
Neden Hayvan Metaforları Tercih Ediliyor
Geçmişten günümüze insanlar doğa ile olan ilişkilerini anlamak ve anlatmak için farklı metaforları kullanırlar. Özellik de “hayvan metaforları” çok sık tercih edilen simgeler arasındadır. Sadece metafor olarak değil, farklı şekillerde de yaşam ve kültürün her seviyesinde “hayvan” imgesini görmek mümkündür. Özellikle edebiyatta hayvan metaforunun uzun bir geçmişi olduğunu da söyleyebiliriz. Biraz düşündüğünüz zaman, modern edebiyattan klasik edebiyata kadar yazınsal, sözsel ve görsel edebiyatta hayvan temsillerini kolaylıkla görebiliriz.
Hayvanların başrol olduğu edebi metinlerde “hayvan” imgesi, ister betimleme ister sembol ya da metafor olarak sunulsun, ifade edilmek istenenden çok daha fazlasını anlatır. Aslında görünen buzdağının üstüdür. Bana göre, bu metaforun kullanılma şeklinden, kullanılma nedenine kadar detayları açıklamak oldukça zor. Ancak size birkaç kuramcının edebiyatta hayvan metaforu açıklamasından söz etmek istiyorum. Mesela, bazıları insanların kendisini hayvan olmayan olarak konumlandırmasıdır derken bazıları da hayvanları kendi deneyimlerini anlatmak için kullanırlar şeklinde de yorum yaparlar.
Ancak nedeni ne olursa olsun, günümüzde hala çok sık okunan kitaplarda hayvanları başrolde görmek mümkündür.
Hayvan Metaforunu Seven Yazarlar
Edebiyatta hayvan metaforunun geçmişinin çok eski olduğunu söylemiştik. Hatta çok gerilere kadar gidersek bunun ucu “Göbeklitepe”ye kadar da gidebilir. Ancak biz o kadar geriye gitmeden kısa bir hatırlatma yapalım;
Mesela Kafka’nın “Dönüşüm” eserinde George Samsa bir hamamböceğine dönüşmeseydi hayatı nasıl olurdu diye düşündünüz mü? Bir hamamböceği olarak insanı duygularını ifade edişi ve anlatışı, baş rolde insan olsaydı bu kadar etkili olur muydu?
Ya da Lewis Carroll’ın “Alis Harikalar Diyarı”ndaki Cheshire kedisi, Alis’ten rol mü çalıyor? Hikayeyi sanki bu kedi yönetmiyor mu?
Bulgakov’un “Köpek Kalbi”ndeki Sharik ile yazar anlatmak istediklerini ve rejime karşı duruşunu, köpek yerine insan koysaydı daha net anlatabilir miydi?
George Orwell “Hayvan Çiftliği” eserinde hayvanlar yerine insanlar olsaydı, bu kadar çarpıcı olur muydu?
Yukarıda saydıklarım dışında hayvan metaforunu seven yazarları artırmak da mümkündür. Şimdiye kadar edebiyatta hayvan metaforunu kullananları okuduğumuzda, anlatımın çok daha başarılı olduğunu görüyoruz. Elimizde olan ise bu metaforun etkisinin tartışılmaz olduğudur. Bu düşünceme katılmıyorsanız, baş roldeki hayvanları kaldırıp yerlerine insanları koyalım, bakalım sizi nasıl hissettirecek?
Bir cevap yazın