senin gözlerinde bir belirsizlik var
duyamıyorum kendi sesimi bakarken kendime.
nefes alıp veriyorum belki
lakin yaşayamıyorum
tek renk kaldırım taşlı sokaklarda.
ayağıma takılıp duruyor kirpiklerin
tökezleyip düşüyorum yere.
sonra gözlerini kısıyorsun bir anlığına
dizlerim kanıyor ben ağlıyorum.
zebaniler kaldırıyor beni tekrar ayağa
cehennemi söndüreceğim korkusuyla
senin gülüşlerinde bir belirsizlik var
uykum bölüyor en güzel düşlerimi
ben senle asılı kalmak isterken duvarlarda
dudaklarından aşağı doğru yuvarlanıyorum
zaman çelme takıyor nefes alışlarıma
göremiyorum tüm dünyaya baharı getirişini
görseydim konuşamazdım bi ihtimal
konuşsam da yazamazdım seni
sümbüllerin mora boyandığı balkonlarda
senin saçlarında bir belirsizlik var
ruhum taşıyor sığmıyor vücuduma
herkes telaşla koşuştururken mahşer meydanında
öylece dikilmiş gökyüzünde seçmeye çalışıyorum seni
istiyorum ki hayatım tel tel ayrılsın birbirinden
sana sarılırken kazağında kalsın birkaç parçası
beni bulamadığın vakit etrafında
rehberin olsun modaya çıkan tüm sokaklarda
ellerim saçlarında geziniyor
ellerimle kokluyorum kaçamadığın geçmişini
bir ediyorum benim geçmemişimle
bir oluyoruz ikimiz
iki farklı bedende
bende bir belirsizlik var biliyorum
konuşsam ruhuma en büyük ihanetim olacak
sustuğumda ellerini kaçırıyorsun
o an kilitlediğim kapıları bir bir açmak
ve öldürmek istiyorum kendimi
kendimden dışarı çıkarak