taşlar fırlatılıyor. bir kayık nehrin üzerinden yürürken ağladığının farkında değil. sular dökülmüyor. kıyıdaki çiçeklerin hepsi solmuş ve tabutların kapağı açık unutulmuş.
bütün mezarlar neden boş?
bir ağaç kurumuş, dallarında kemikler asılı. pencerenin önünde savaş var. kemikleri kutulara dolduruyorlar. sular dökülmüyor. ağlayan hep asfalt üzerinde sürüklenen vücutlar. bir kitabın sayfasından sürünerek dışarı çıkıyorum. herkes kaçıyor. ezilmemek için tekrar kitaba sığınıyorum, beni tanımıyor. bütün sayfalar neden boş?
ruhumda siren sesleri. içi boşaltılmış tüm odaların duvarlarında kadınlar çığlık atıyor. çocuklar anneleriyle birlikte hapishane koridorlarında koşuyor. sular dökülmüyor. pilli radyoda kuş sesleri. bir adam kuşların yuvasını bozuyor. ağzımın içinde gölgeler. ölümün uykusu aynada yansıyan seslere karışıyor. kontrolsüz ve serseri bir karanlık var dışarıda. yıldızlar paslanıyor.
soluyacağım kaç nefesim kaldı kim bilir?
dünya neden dönüyor hiçbir fikrim yok
ama dökülmeyen bütün sular müttefikimdir.
bir kadın perdeyi kapatıyor.
Bir cevap yazın