Diyelim ki..
Bi yürek tuvalinde fırçan dolanıyor..
Ne varsa eğreti duran silip geçiyor, renklerin..
Mevsim sende ki bahar, yağmur çiseliyor..
Ve toprağa basıyor ayakların.. rengarenk bi çiçek tarlasında..
Diyelim ki;
Şafağındasın günün..düş senden yana..
Seyrinde masmavi bi göl.. kıyısında martılar..
Değirmen damında bi leylek yuvası..
Patikanın iki yanında laleler..
Diyelim ki;
Zamansızsın.. sırlar ayan beyan…
Dün, yarın unutulmuş evel ki gün..
Kelebekler yazgılanmış ömrünü çoktan geçiyor
Diyelim ki;
Hasret, gözyaşı.. ağıtlar da yok..
Mal yok.. açlık yok.. kavga yok…
Tenhan, nefesin, gidenin de yok..
Bildiğin yok oğlu/kızı yok….
Ve Diyelim ki…
Yalnızda değilsin.. Her şey sen..sen herşeyinsin..
Düş sensin.. Sen düştensin..
Belki halen çocuk yaşındasın.. Halepçe’den izler var yüzünde..
Belki Hiroşima’lı.. çekik gözlerinde bi karanlık..
Ezidi bi kadınsın.. güneşi doğuran..
Alnın ayasında yeşil dövmeli .. gelinlik çağında..
Bel ki, küfede evvelin yarasını omuzlamış bi vaktin hammalı…
Açlıktın, yokluktun, öte yazgılı..
Dünya’nın sayılmamış bi yerlerinden..
Düş senin.. renkler senin.. aşk senin şimdi..
Ali Naki Dedeoğlu
Bir cevap yazın