Tarih kokan sayfaları anlatmaya ne hacet
Donuklaşmış sayfalar her anlatıma malum
Hayatın melanetine doğru bütün yaşanmışlıklar
İçinden kopamayan o meçhul anlatımlar..
Gizlenemez dışarıdaki uğultu
Eser en kuytu köşelerin dibine
Yaşanmamış gibi yok olur o sayfalar
Erişilmiş bir vuslat günü misali
Doygunluğun en dibinde her bir sözcük
Kimsesiz kalmış sayfalarda
Trajik kahramanları eziyor boş kafalar
Anlamdan mahrum, algıdan mahrum
İki paralık karmakarışık ruhlar…
Geçmişin sessiz hışırtıları
sildi kulaklardaki pası
bütün belirsiz çığlıkları
sağır etti ruhların kök sesini
yok etti, histeri halinde kıvranan vücutları..
Unutulmak için yaşanmış o sayfalar
Sayfaların en derinine gömülmüş o umutlar..
Yırtılacak geçmişin ruhu
Ateşler içinde yanmaktan,
Dert ile dolup taşmaktan.
Sonsuz bir inziva halinde,
omuzlarındaki yük ile
Dışlanmış bir beden işçisi
Nasıl sorusuna ise rehber.
Şimdi, derman arıyor
Zamanın çürümüş sayrılığına
Kelimeler dolaşıyor şimdinin boğazında
Varmak istediği yerden habersiz,
Serseri bir kurşun gibi vuracak birini arıyor
Enseye yenmiş sessiz bir fısıltı misali
Volta atıyor bilinçsiz yüzeylerde
Bilinçsizliği felce uğratırcasına…
Yaşanacaklar şefkat bekliyor
Geçmiş boğuyor en ucuz kelimeleri
Katlediyor düğümlenmiş harfleri,
Eziyor ağır ağır kopuk cümleleri..
Ağlamaklı gözler ince bir sicimin üzerinde
Asılı duruyor sarp yamaçlardan sarkarcasına
Zaman dursun da, dermanı olsun her şeyin
Oluk oluk yaş akan gözlerin kesilsin münasebeti
Görmesin her şeylerin habercisini
Tik tak seslerinin halet-i ruhiyesini…
Kaç nesil geldi geçti
dik patikaların gelmişinden geçmişinden.
Karanlığın yularına sarılmış hakikat
gizemini serdi de serilemedi bir türlü
görmeyi bilmeyen gözlere,
Serilemedi,
en aşağılık dürtülerin esiri olmuşlara..
Sürüngen zihnimiz çakıldı yeraltına
Aradık en kıymetli hazineyi
Gürültümüz çoğaldı kafalar boşaldıkça
duygular azaldı, yürekler yok oldukça..
Elimizi sokamadık aydınlığa,
elle tutulmayanın neden yoktu ki kıymeti?
Rüzgarın teni okşayan o rehaveti
içler acısı durumun telafisi sayılabilir mi?
Çıkartabilir mi,
ulvi makamlara dayanan melekeler
Lakin,
Bahar gelecektir zemheri bir geçmişin ardından
ve toprağa gömülenler çiçek açacaktır elbet
Makus meçhullere inat .
Rollerden ve betimlenişlerinden bağımsız,
Fidanlarda büyüyecek mi birgün?
Bir cevap yazın