Koronavirüs salgını vakalarının günden güne artması ve olağanüstü bu durumun hayatlarımızı etkilemesi nedeniyle birçok insanda kaygı ve korku durumu hakim. Salgın nedeniyle can kayıplarının olması da bu kaygı ve korkuyu artırıyor. Bir kişinin bile bilinçli olmasının herkesi kurtarabileceği bu pandemide sürekli uyarılar yapılıyor ve halk bilinçlendirilmeye çalışılıyor. Televizyon yayınları ve sosyal medyada neredeyse tek gündem koronavirüs salgını. Tedbirler alınsa da korku ve kaygı birçok insanın yaşadığı bir durum. Peki, korkmalı mıyız? Koronavirüs salgını karşısında kaygılanmak doğru mu? Neler Yapmalıyız?
Olağanüstü durumlarda yaşanan kaygı ve korku duygusu normaldir ve kaygı, insanı tedbir almaya yöneltir. Ancak korku duygusunun neden olduğu endişe ve stres iyi yönetilmezse, bu duygular paniğe yol açar ve sağduyulu olmamız gereken bu kritik dönemlerde doğru kararlar alamaz ve uygulayamayız. Bu virüste, bir kişinin hasta olmasının toplumun tamamını hasta edebildiğini öğrendik. Panikleyerek yanlış kararlar almanın yalnız bizim değil, tüm toplum ve dünya sağlığını etkilediğini bilmeliyiz. Demek ki koronavirüs korkusunun neden olduğu stres, kaygı gibi duygular en başta toplumun bir parçası, bir birey olarak önce bizi, sonra bizim dışımızdaki herkesi etkiliyor.
Koronavirüsle İlgili Kaygı Düzeyimiz Ne Olmalı?
Gerekli tedbirleri hem kendimiz hem çevremiz için ciddiyetle ve bencilliğe kapılmadan, kendimiz kadar başkalarını da düşünerek alacak kadar çok; paniğe kapılmadan aklıselim hareket edebilecek kadar az kaygılanmalıyız.
Yoğun korku, kaygı ve stresin bağışıklık sistemini zayıflattığını da biliyoruz. Koronavirüsle ilgili uzmanların üstüne basa basa vurguladığı, yapılması ve yapılmaması gerekenleri uygulamak kadar bağışıklık sistemini güçlü tutmak da gerekir. Dolayısıyla kaygıyı kontrol etmeli, korku ve paniğe neden olacak davranış ve düşüncelerden kaçmalıyız.
Salgının kontrol altına alınmasını, olağan yaşamımıza en kısa sürede dönmeyi umuyoruz. Bu süreçten, normal yaşamımıza beden sağlığımız ve ruh sağlığımızı korumuş olarak çıkmamız gerekir.
Unutmayalım!
Uyarıları ciddiye almak hayati önem taşıyor. Bencil ve umursamaz olup sorumsuz davranışlar sergilemek yalnız kendimiz için değil, sevdiklerimiz ve başka binlerce insanın da hasta olmasına ve ölümüne neden olur. Sakin olalım; ama umursamaz değil! Durumu ciddiye alalım, hijyen kurallarına uyalım ve evden dışarı çıkmayalım.
Bir cevap yazın