Heraklieatos’ u rüyamda görecek kadar çok seviyorum, şaka yapmıyorum bu gerçek.
Panta rhei derken, atlara fısıldıyordu..
Değişir her şey, akar nehir,
Aynı kalmaz hiçbir rüya, yasa bu gerçek bu.
Sular yükselip alçalıyor ve biz pek çok algı durumu içinde ayak seslerini duyuyoruz yeni bir zamanın.
Kova Çağının gong sesleri duyuluyor nereye baksak.
Astroloji ve sembolizmde ; devrim, deha, mucitlik, keşif ve vizyon manaları ile tanımlanır, kova.
Bilginin su gibi kitlelerce içilebilir içerikte aktarılmasını temsil eder ve bunu da özgür bir bilinçle, düşünce gücüyle, teknolojiyle, geleceğe ışık tutarak gerçekleştirir.
Bireysel, kolektif her değişim eskiyi eskiciye ya da antikacıya teslim etmek gibidir. Bozuk işlevini yitirmiş her şey ya onarılıp, anlamı korunarak tarihsel bir değer kazanır ya da tamamen kum gibi eritilerek ateşte, yepyeni bir pencere açılır. Değişime en hızlı en verimli biçimde ayak uyduran organizma kendi habitatını var etmekle kalmaz çevresini de uyumlandırır.
Değişiyoruz, bu bazen antikacıya gitmekle oluyor bazen de beklenmedik bir şey bulmakla.
Değişiyorum bu, bazen farkındalıkla oluyor bazen de kendime, “dikkat et kung fu “diyerek.
Kafka’nın “böcek olma halinde” onu anlamamız, serzenişinde kendimizi bulmamız boşuna değil ; bazen bataklığa bakmak gerek.
Eskiyi yürümek istiyorsan bile eski sen ile yürüme.. Çünkü değişim her an’dadır.
Yepyeni cümleler kurmak istiyorum.
Mesela, çocukluğumdaki tüm oyunları bugünün mekanik algısına ruh katacak kadar imzalandırmak.
Olur mu ?
Mümkün bu.
“Evet her sey mümkündür ” Rilke’nin meşhur cümlesi gibi..
Öyledir, çünkü insan aşar kendini.
Onda sınırsız bir potansiyel ve zamansız bir varoluş vardır. İşte bu akma hali ile yaratıcı olmak, dönüşmek, dönüştürebilmek ve cevherini kaybetmemek mümkündür.
Cevher ne diyecek olursanız..
O her insanın, tüm insanlığın bir parçası olduğunu, suyun hep aktığını bilmesi ve yaşarken de kendi su damlası ile okyanuslar varedebileceginin farkında olmasıdır.
Kova çağı geliyor ya buyursun gelsin..
Geleceği göreceğidir
Ve her an yeniden yaratılan akışın, ruhumuzla can bulan varlığı, sadece aracı değiştirir amaç hala insanın insan kalması insanca yaşaması olacaktır.
Evet filozofları seviyorum
çünkü aşıp kendilerini, dünyayı değiştiriyorlar.
Her insanın, kendinin filozofu, sanatçısı, zanaatkârı olduğunu söylüyor dünyayı değiştirenler .
İnsan doğurur kendini tüm yokluklardan.
Yeniler kendini..
Yenilenmeye de sebep olur sadece varlığıyla.
Kendinizde olmayan bir şeyi yansıtmak kabil değil çünkü.
Bunları ne kadar saf bı ayarla yaparsanız o kadar çok suyunuz olur ve başkaları da içsin faydalansın istersiniz.
Tanımanıza gerek olmayan, tanımış kadar düşüncede saydığınız birileri.
“Doktor önce kendini iyi et” düsturunu unutmaz bilgeler ve deliler !
Sen de unutma !
O halde zaman biziz.
Heraklieatos’ ta hala, kırık taşlar arasında dolaşıyor.
Rüzgar’ da bizimle konuşuyor hala.
Her şey zıttı ile mümkün.
Tüm kaos yine yıldızlar doğuracaktır
Rasgele kayıkçı !
Rüzgar yolunu ferah tutsun, sen gönlünü.
Derler ki eskiler söz büyüdür
Öyle eyledim ki sözü
Çanların sesleri dönüşecektir.
Su akar,
bilgeliğinde.
Sen kendini bil.
Aralık 2020/ Özgür Polat