Elinde kitabı ve kalemiyle gözlerini hiç ayırmadan sözcükler içinde kaybolmanın keyfini çıkartıyordu. Arda kitabın kenarlarından insanlara bakıyordu. Elindeki kalem hayatla savaşını anlatıyordu.
Yalnızlıktan yorulmuş gözleri ağlayacak kadar dolmuştu. Fakat o kendini kelimelerin denizine bırakmıştı. Sanki bütün kitaplar onun elinden geçmek ve onun kaleminde yerlerini almak istercesine savaşıyorlardı. Kelimeler heyecanla onun eline dokunmak, kalemler onun güzelliğini resmetmek istiyordu. Anlamlı ve anlamsız tüm sesler o karanlığın içindeki ışığı göstermek istiyordu.
Okuduğu bazı kelimelerin ardından gülümsüyor ve kendinden parçalar bırakıyordu. İdealleri hayattan kaçmasına engelliyor, o güzel yüzünün ötesindeki binlerce düşünceyi anlatmak istiyordu.
Yalnız değildi yanında ordularcasına kelimeler ve sesler kullanılmak için hazırdı. Her biri onun dilinden çıkıp yok olmaya razıydı.
Biliyordu, inanıyordu ki yapabilirdi…
Bir cevap yazın