Soluyor yüreğimde
Ömrümün hüzünlü temmuz sabahı
Uzak bir zamanın ışıkları yansın diye
Yaşandı gündelik sessizliklerin arasında
Söylemek unutulmuşluktan öte
Acıya dalmak hayallerden yoksun
Gün başladığı gibi biter
Olup biten silinmez asla
Gün batarken bir an gelir tutuşturur
Sardunya ateşe atılır
Kıyılan canlar herkes gibi bir ıhtiyar olamayacak
Dün gibi bugün gibi bir tek zamanda kalacaklar
Hepimiz onlarsız bi başımıza kalacağız
İnkar etmenin müebbet ikliminde yaşayarak
Kitaplar gibi yok ediliyor
Çağla çiçeği kızlar düşlerini bırakarak geride
Ölümün suresi kuzgun leş dölü
Unutulmuş dut yarığı
Faşizmden değil gölgesinden korkan
Bu mülkiyet tutkunu insanlardan korkuyorum
Babalar gizlice ağlar
Ölüm kızıl saçlı bir militan
Yirmisinde siyah otuzunda gri
İstanbul batıyor gözlerime
Avuçlarım gözlerimde
Benliğim büyüyemiyor bu yangında
Üşüyorum karanlığından bu kan kızıl iklimin
Kör cenin parçaladıkça kör cehaletle
Körpecik gençlerimizi
Mehmet Özgür Ersan
Bir cevap yazın