Mehmet Özgür Ersan: Hayalperest, büyülü, çocuksu resimleriyle Peruze… Resme yönelişiniz ve ardından kendinizi ne zaman ressam olarak görmek istediğinizden bahsedermisiniz?
Peruze Yiğit : İlkokuldayken Sosyal ve Fen dersleriyle ilgili görselleri, haritaları çizdiğimi hatırlıyorum. Yazım ve anlatımda başarılı olan birçok çocuk vardı. Çizdiklerimle kendimi iyi hisettiğimi fark ettim. Tabi çocuk aklımla resmi yaşam biçimim haline getireceğim hiç aklıma gelmedi.Lisede resim öğretmenim beni yağlı boya ile tanıştırdı. Tüm öğrenciler sınıflarda ders yaparken, ben tüm gün okulun karşısındaki gayri müslim mezarlığını resmediyordum. Şeref Bigalı atölyesinde desen dersleri aldım. Ardından 9 Eylül Üniversitesi resim bölümüne girdim. Resim yaşamım hiç kesintiye uğramadan mezun olduktan sonra eğitimcilikle beraber devam etti. Aslında yaşamın akışı, resmi benim yaşam biçimim haline getirdi. Baktığım zaman farklı bir şeye hiç ilgi duymamışım. Öncesin de ve şimdi de yapmak istediğim şeyi yapıyorum. Resim.
Mehmet Özgür Ersan: Resimlerini neler etkiliyor?
Peruze Yiğit :Resimlerim de insana ve yaşama dair konular var. Şair ve yazar Antonin Artaud ‘a göre bin yıldır konuşan insan yüzü hala kendini arar insan doğru yüzünü bulamamıştır ve ressam için de; insan yüzü bitmek tükenmek bilmeyen bir kaynaktır. Benim için de insan yüzü bitmek tükenmek bilmeyen bir kaynak. Gördüğüm, yaşadığım, hissettiğim, merak ettiğim her yaşam resmim için bir kıvılcımdır. Sosyolojik, kültürel, düşünümsel tüm veriler muhayyilemden geçip dışarı yansır. Zaman zaman geriye gidişlerle geçmişe dair, bazen de bu güne dair figür ve imgeleri hayat ile hayal arasında biçim ve renk vererek kendime özgü bakış açımla kurguluyorum.
Mehmet Özgür Ersan: Etkilendiğin sanat akımı yada sanatçılar kimlerdir ?
Peruze Yiğit :Tek bir akımdan etkilendiğimi söyleyemem. Farklı akımların sanatçılarını inceledim. Vasili Kandinski, Henri Toulouse Lautrec,İzlenimcilik akımının ardından gelen modern sanat hareketinde yer alan Marc Chagall en sevdiğim ressamlar.
Mehmet Özgür Ersan: Sizce iyi bir ressam olabilmenin altın kuralı nedir?
Peruze Yiğit :Yetenek ve isteğin at başı giden unsurlar olduğunu düşünüyorum. Yetenek gördüğünü iyi çizebilmek değil yeni bir bakış açısıyla bakabil mek, kendine ait bir dille yorumlayabilmektir. Severek yapmak ve çok çalışmak altın kural bence.
Mehmet Özgür Ersan: Türkiyede resim yapmanın zorluk ve kolaylıkları neler sana göre?
Peruze Yiğit :Resim yada diğer sanat dallarını toplumun büyük bir kesiminin hala çok önemsemediği bir ülkede yaşadığımızı düşünüyorum. Batıda sanatçı her yaptığı ve söylediğiyle acaba ne demek istiyor diye ilgi odağı olurken, ülkemizde sanatçı bir şey ürettiği yada söylediği zaman kimsenin umrunda olmuyor. Sanat aylakların, bir baltaya sap olamamışların, boş vaktini doldurmaya çalışanların uğraşı olarak görülmekte. Orhan Kemal’in devlet demir yollarında gece bekçiliği yaptığını, Sabahattin Ali’nin ekonomik sıkıntı nedeniyle kamyonculuk, Yaşar Kemal’in arzuhalcilik yaptığını günümüzdede sanatçıların sanatlarını devam ettirebilmek için farklı işlerde koşturduğunu biliyor ve yaşıyorum. Türkiyede resim yapmanın en güzel tarafı zengin bir kültürel mirasa sahip olmak ve bu mirastan yararlanabilmek.
Mehmet Özgür Ersan: Açtığın sergiler ve bundan sonraki projelerin hakkında bilgi verirmisin son olarak ?
Peruze Yiğit :Şimdiye kadar onbeş kişisel sergi açtım. Elliden fazla karma ve yarışmalı sergiye katıldım. Katıldığım yarışmalarda yedi ödül aldım. Paris’te Societe National Des Beaux Arts salon sergisine Türk delegasyonuyla birlikte katılmaktayım. Önümüzdeki kasım ayında Lüksemburg da bir karma sergiye hazırlanıyorum. Sanat yolu uzun, götürdüğü yere gideceğim.
Bir cevap yazın