.
Adıydın barışın yurdumda allıturna
tel tel saçlarından rüzgarlarla
sen gittin gideli
sevdamın kangren tutmuş soluğunda
dipsiz bir sessizlik çöküyor sol yanıma
Gövdesine adını nakışladığım ağaçlar
kıpır kıpırdı altında seviştiğimiz yıldızlar
sen gittin gideli
içimde sancılar içimde dinmez oldu acılar
bir kentin orta yerinde kurşuna dizildi çocuklar
Ellerin ellerin yüzümün izlerinde ellerin
ellerin bir memleketi gibi kimsesizlerin
sen gittin gideli
sokak lambasına tüneyen bir kelebek gibi
kavrulmuşum küle savrulmuşum
meğer seninle can bulup seninle var olmuşum
Sana vurgun sana susuzluğum
benim yetim yoksul anadolum
sen gittin gideli
viran şimdi evim yurdum
açılmamış güller gibi kuruyorum
Desen ki yar kanatsız kuşlar uçar
sesinde mevsim çıldırasıya bahar
sen gittin gideli
boynu bükük kaldı bülbülün
yasaklı diyarına gülüne sürgün
Yerinden yurdundan edilmiş
toprağından sökülmüş bir ağaç gibi
kırılmışım dökülmüşüm
bir kentin yalnızlığını içime gömmüşüm
duvar dibine çökmüş
mülteci bir çocuk gibi
sen gittin gideli
Bir cevap yazın