Ve şiir yağıyordu gecenin gözleri kör kuytularına yağmur niyetine.
Toprağa vuran her damla seni misafir ediyordu yüreğimin ıssız,
sahipsiz sokaklarına.
Şu terk edilmişlikte sırılsıklam ıslanan kedi şahidimdir ki kirpiklerimin yası onun sır kardeşidir.
Yine de gözlerinde gecenin yansıyan ışıkları aşkın havai fişekleri gibi ışıldatıyor sevgisizlik kokan ağ bağlamış unutulmuşlukları.
Üstelik havanın ayaz olması da dindirmiyor içimin enkazından sızan kırılganlıkları.
Gel aldır ne kadar fazlalık varsa ve yıldızları tak alınganlıklarımın kırışmışlıklarına.
Sabaha kalmadan süpür gitsin tozlarını karanlığın, bir tutam güneş ser önüme seni daha hareli göreyim diye.
De ki; Sen kalbimin gülümseyen ağzısın.
Sözlerim yeni çıktı yürek fırınımdan dikkat et okurken yakmasın ciğerlerini.
Ve sözleri geceden koparıp yıldız yapmalı yüreğinin sıkışan tellerine.
Sözleri geceden koparıp yıldız yapmalı yüreğinin sıkışan nefesine.
Ve toplayarak musikisini aşkın serelim mi insanların önüne aşk pazarında
Ne dersin satalım mı hiç kuruşa, aşkın uğruna, senin yoluna?
Bir cevap yazın