beklersin, beklersin, beklersin de
akıp gidiyor taklidin içinde yüzler
içinden çıkılmaz karanlığın var daha
gözünde açlık lambaları, duldada küçük enikler
sesler biraz daha bekleyebilir
biz kalabalıklar içinden sapalım bir ormana
.
haritada rengini kuşanan yaz
bir suyun üstünde fazla çiçek
ıssız kuyuya diyor ki
dağ göründüğünden daha derin
eteklerinde öpülmüş bir nisan sabahı
yan yana yürüyor şairler, işsizler
solan yaprağın üstünde yeşil bir rüzgar
.
kimisi gölgelerin ucunda bir saniye
savaş yazıları, nöbetçiler, tıkanan şehirler
koridorlarda yanıyor ışıksız bir perşembe
tam on yılımı sil yenilgilerden
söz bitince yanlıştır belki de
yakıcı bir ayrılığa ulanıyor çünkü kelimeler
.
sesimdeki yabancı birikiyor
yırtılmış gömleğimin yakasında
hayat bir göçebenin çantasından daha karışık
kapılar olmaması gereken yerde
pencereler ne yana döner?
Bir cevap yazın